DÜNYAManşet

Newroz ateşi, özgürlük mücadelesini aydınlatan meşale olmaya devam ediyor!

Avrupa Demokratik Güç Birliği Newroz’a ilişkin bir açıklama yayınladı. Bildiriyi yayınlıyoruz.

İnsanlık tarihine mal olmuş önemli buluşların, kültürlerin, inançların oluşmasına yataklık yapmış olan Mezopotamya, aynı zamanda insanlık tarihinin en önemli efsanevi başkaldırısına da tanıklık etmiştir. Bu başkaldırı, dönemin ve bölgenin en zalim hükümdarlarından Dehak’a karşı Demirci Kawa’nın önderliğinde, Dehhak‘ın zulmünü ve katliamını durduran, yeni yıla ve yeni yaşama girişi müjdeleyen Newroz başkaldırısıdır.

Kazanılan zaferi kutlamak için dağların başlarında yakılan ve onun aydınlattığı karanlıklarda halaylar çekilen Newroz ateşi, başta Kürtler olmak üzere Mezopotamya halklarının özgürlük mücadelelerinin meşalesi olmuştur. Efsanevi bir başkaldırının halkların, özellikle de Kürt halkının tarihine mal olması anlamlıdır ve o
kadar da değerlidir. Bunun halkların tarihinden silinmesi, unutturulması için; bütün zamanların Dehakları, Kralları, Padişahları ve Şahları Mezopotamya’da büyük katliamlar gerçekleştirmiş, ama amaçlarına ulaşamamışlardır. Bu çaba, günümüzün Dehakları, emperyalizmin bölgedeki uşakları tarafından sürdürülüyor.

Tarihi zenginlikleri ve yeraltı kaynaklarıyla sömürgecilerin, emperyalist- kapitalist tekellerin paylaşım savaşlarının hiç durmak bilmediği Orta-Doğu ve Mezopotamya, bugün de aynı kavga nedeniyle sukünetin yaşanmadığı bir coğrafya olmaya devam ediyor. Bölgede egemen olan faşist rejimlerin yanısıra, vekaleten İŞİD/DAEŞ, El Kaide, El Nusra, Heyet Tahrir el- Şam ve benzeri gibi gerici-faşist çeteler aracılığıyla Orta-Doğu ve Mezopotamya’da paylaşım savaşı yürütülmektedir. Bu paylaşım savaşının ortasında kendi kaderlerini kendi belirleme mücadelesi yürüten ulusal demokratik hareket ve devrimci hareketlere karşı işgal ve katliam operasyonları gerçekleştirilmektedir. ABD, Avrupa ve Rus emperyalist devletleriyle flört dansı yapan TC’nin başı, faşist diktatör Recep Tayyip Erdoğan, bu işgal ve katliamların baş aktörüdür. Kürt ulusuna karşı yürütülen imha ve soykırım saldırılarında her türlü kirli, kanlı oyuna başvuran Tayyip Erdoğan’ın, bu saldırılarına gözyuman, silah satan ve ekonomik destekte bulunan bütün devletler, gerçekleştirilen katliamların, soykırım saldırılarının suç ortaklarıdır. Evleri-barkları başlarına yıkılan; toprakları, yağdırılan gazlar ve bombaların etkisiyle yaşanmaz hale getirildiği için topraklarını terketmek zorunda kalan göçmenlerin, ülkelerine gelmesini engellemek için; Erdoğan’a para hibe eden (başta Almanya olmak üzere) Avrupalı emperyalist devletler, Kürt halkına ve Mezopotamya halklarına karşı yürütülen savaşın suç ortaklarıdır. Ҫünkü Erdoğan bu parayla, hem ailesine servet aktarmakta ve hem de savaşı finanse etmektedir.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da her türlü demokratik muhalefeti, farklı düşüneni, farklı inanca sahip olan herkesi; baskı, zulüm ve zindan aracılığıyla susturup, dışarda istediğini yapma şartlarını yaratarak yayılmacılığa
girişen TC devleti ve onun başı Tayyip Erdoğan, Güney ve Batı Kürdistan’ı parça parça işgal etmeyi hedeflemektedir.Yakın zamanda Güney Kürdistan’ın Gare bölgesine işgal girişiminde bulunup bozguna uğrayan faşişt AKP-MHP hükümeti; içerde HDP üye ve çalışanlarına karşı saldırıya geçti ve onlarca insanı ya zindana, ya da ev hapsine aldı. Ҫıkarları hiçbir zaman TC devleti ve de Tayyip Erdoğan’la çakışmayacak olan Avrupa’nın ezilenleri, emekçileri, aydınları; Avrupa devletlerinin Erdoğan ve Orta-doğudaki gerici faşist diktatörlere verdiği desteğe karşı çıkmalıdır. Hiç kimse bu savaş beni ilgilendirmez diyemez, çünkü herhalükarda hepimiz bu savaştan şöyle veya böyle etkilenmekteyiz. Emperyalist haydutların ve onların uşaklarının Pazar kavgasının altında, bundan hiç çıkarı olmayan işciler, emekçiler, gençler, kadınlar ezilmektedir. Savaşa aktarılan para, emekçilerden, çalışanlardan kesilen vergilerle, sosyal sigorta primleriyle karşılanmaktadır. Emeğimizin, başka halkların soykırımında, çocukların ve kadınların katledilmesinde, yaşanacak koşulları bırakılmayan ve bu nedenle de ölümü göze alarak göç yollarına düşen insanların evininbarkının yıkılmasında kullanılmasını istemiyorsak; bu haksız ve kirli savaşı destekleyen, finanse eden hükümetlere karşı çıkmalıyız. Mezopotamya ve Orta-Doğu halklarıyla dayanışma içinde olmalıyız.

1 yılı aşkın bir süredir bütün dünyayı etkisi altına alan Corona (Covid-19) pandemi sürecini halklara karşı saldırıların bir zemini olarak kullanan, hak ve özgürlüklere saldıran, yaşanan krizin yükünü, işçilere, emekçılere, dar gelirlilere, küçük esnafa yıkan kapitalist-emperyalist haydutlara ve onların uşaklarına karşı birlikte mücadeleyi örgütlemeliyiz. Newroz’un ruhuna denk düşen de budur. Zalim Dehak’ın hükümdarlığı, Demirci Kawa’nın öncülüğünde zulme dur demek için ayağa kalkan yığınların birlikte mücadelesiyle yıkılmıştır.

Newroz ateşinin harlandığı Rojava’da elde edilen kazanımlar, bölge halklarının birleşik mücadelesiyle garanti altına alınabilir. Bütün baskı, katliam ve zulme rağmen, başta Kürt halkı olmak üzere; halkların direnişi devam etmektedir.
Kürdistan dağlarında yakılan Newroz ateşinin bütün Mezopotamya ve Orta-doğu’yu sarmasından korkan hükümdarlar, geçmişte nasılki bu ateşi nihai olarak söndüremedilerse, bugünün Dehakları, hükümdarları da söndüremezler.

Bizler Avrupa Demokratik Güç Birliği bileşenleri olarak; baskı, zulüm, katliam ve soykırıma uğrayan Kürtlerin, Ermenilerin, Rumların, Süryani ve Keldanilerin, Alevilerin, Ezidilerin, Türk işçi ve emekçilerinin düşmanının ortak olduğuna inanıyor ve zulüm karşıtı her bireyi ve topluluğu, günümüzün Dehakları olan faşist
diktatörlere, hükümetlere karşı birlikte mücadeleyi örgütlemeye çağırıyoruz!

Başta Kürt Halkı olmak üzere; tüm Mezopotamya halklarının Newroz bayramını kutluyor, günümüzün Dehaklarına karşı mücadelelerini selamlıyoruz!

-Newroz Piroz be!
-Biji Newroz!
-Yaşasın Newroz!
-Yaşasın Halkların Faşizme Karşı Birleşik Mücadelesi!
-Yaşasın Tam Hak Eşitliğine Dayanan Halkların Kardeşliği!

Avrupa Demokratik Güç Birliği
Newroz 2021

Daha fazlası

İlgili

Close