
George Floyd’un polis tarafından vahşice öldürülmesi öfkenin pimini çekti, yangın kısa sürede dünyanın sokaklarına yayıldı
George Floyd’un ırkçı bir polis tarafından Minneapolis’te vahşice öldürülmesi öfkenin pimini çekti.
400 yıllık kölelik vahşetinin her gün yeniden hortlaması kitlelerin canına tak demişti.
Sokaklar, caddeler, meydanlar ırkçılığa karşı öfkeli kalabalıklarla doldu.
Yangın ABD’yle sınırlı kalmadı.
Kısa sürede dünyanın dört bir tarafında meydanları tutuşturdu.
Bu bir sınıf savaşıydı.
Tepki sadece ırkçılığa duyulan öfkeyle sınırlı değildi.
Sefaletle sefahat arasındaki uçurumun büyümesine duyulan bir öfkeydi.
İnsanlıkdışı koşullarda yaşamaya ve çalıştırılmaya karşı duyulan öfkeydi.
Pandemi koşullarında bütün çıplaklığıyla bir kez daha kendini gösteren eşitsizliğin ve geleceksizliğin yarattığı bir isyandı.
ABD’den Japonya’ya, Hindistan’dan Şili’ye, Almanya’dan Fransa’ya her yerde bu sistemdi hedef alınan.
Siyahlar beyazlar, kadınlar erkekler, çocuklar yetişkinler ama ille de gençler…
15 yaşında, 20 yaşında, 25’lerinde çıplak elleriyle doğrulup kendilerini geleceksizliğe mahkum eden bu sisteme baş kaldırdılar.
Onların kaybedecekleri bir şeyleri yoktu, hayatlarının tüketilmesine ve geleceklerinin çalınmasına karşı ayağa kalktılar.
“Adalet yoksa barış da yok!” dediler.
Devlet şiddetine, polis terörüne, yok sayılmaya ve umutsuzluğa isyan ettiler.
Bu kıvılcım pandemi sonrasında beklenen patlamanın ilk dalgasıdır.
Bu şimdilik bir öfke patlaması.
Fakat bu su eninde sonunda yolunu bulacak.
Sadece karşı çıkmakla, protestoyla yetinmeyecek.
Hayal ettiği dünyanın yolunu açmak için bu çürümüş sistemle cepheden karşı karşıya gelmenin kanallarını yaratacak!
Adalet yoksa barış da yok!
George Floyd’un polis tarafından vahşice öldürülmesi öfkenin pimini çekti, yangın kısa sürede dünyanın sokaklarına yayıldıhttps://t.co/U3r6qfovyH pic.twitter.com/v67aCmkAKL
— Yasanacak Dünya (@Ydiletisim) June 9, 2020