Lübnan Başbakanı Saad el-Hariri, ekonomik kriz ve vergilere karşı başlayıp, siyasal sistemin değişmesi talebiyle buluşan halk isyanı sonucu istifa edeceğini açıkladı
HABER MERKEZİ– Lübnan’da ekonomik kriz ve iletişime getirilen yeni vergilere, yolsuzluklara karşı 17 Ekim’de başlayıp, hükümete geri adım attırdıktan sonra ülkedeki mezhepçi sistemin değişmesi talebiyle siyasal bir karakter kazanan halk isyanı, Başbakan Saad Hariri’yi istifa etme noktasına getirdi.
Lübnan’daki protestolar hızla kitlesel bir isyan karakteri kazanınca hükümet 2020 bütçesinin yeni vergiler içermediğini açıklamış, hemen ardından da “ekonomik krizi hafifletmek amacıyla” bakan ve milletvekillerinin maaşlarının yüzde 50 düşürülmesi, Enformasyon Bakanlığı ile bazı kamu kurumlarının kapatılması gibi kararlar içeren bir reform paketi kabul edilip uygulanmaya başlamıştı.
Halkın ekonomik taleplerin ötesine geçerek sistemin mezhepçi yapısının değiştirilmesi talebiyle sürdürdüğü isyanın 13. Gününde Hariri, “Makamlar gelip geçicidir ülkenin onur ve güvenliği daha önemlidir” diyerek istifa edeceğini açıkladı.
13 gündür devam eden isyanın yarattığı bu siyasal sonuç büyük bir başarıyı ifade ederken, ülkedeki katmanlı krizin ve istikrarsızlık öğesinin bundan sonra nereye evrileceği tahmin edilemiyor. Hizbullah lideri Narsallah’ın isyanı “dış güçlerin komplosu” anlamına gelen sözlerle değerlendirmesi, Hizbullah ve Amal yanlısı bir grubun isyancıların çadır kampına saldırarak, yerle bir etmesi bile bundan sonra olabilecekler konusunda belirli bir fikir veriyor.
Fakat bu belirsizliklere rağmen bir iç mezhepçi savaşlar silsilesinden bugünlere gelen Lübnan’da isyanın kolektif bir talep olan mezhepçi sistemin hedefine çakmış olması bile tarihsel bir önemdedir.