İŞÇİ SINIFIManşet

İngiltere’de grev hakkına saldırı tasarısı kabul edildi!

Avrupa demokrasilerinin vitrinlerinden İngiltere, işçi ve emekçilerin büyük mücadelelerle kazandığı demokratik hakların tümüne savaş açmış durumda.

Yaşadığı ekonomik-siyasi krizin derinliği ardı ardına değişen başbakanlarla dile geliyor. En son “Demir Leydi”nin sadık takipçisi olduğu bilinen Lizz Truss istifa etmiş yerine devasa bir sermayenin tepesinde oturan Hint asıllı Rishi Sunak gelmişti. Öncesi bir yana, son birkaç haftada olup bitenler İngiltere devletinin bu kriz döneminde yaşadığı faşist tahkimatın anlaşılması açısından oldukça çarpıcı. Bunlardan biri polisin eylem ve gösterilere müdahalesi konusundaki yetkilerini genişletmekti. Parlamentoya getirilen düzenlemenin yarattığı tartışmalara İngiltere Başbakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “düzenlemeyle polisin kamu düzeninin bozulmasını beklemeden protestoları engellemesinin mümkün olacağı” yanıtı verilmişti. Başbakanı Sunak da düzenlemeye ilişkin yaptığı konuşmada, protesto hakkının “mutlak bir hak olmadığını” belirtmişti!

İşçi sınıfının grev ve başka haklar kazanmasının tarihsel yurdu olan İngiltere’de şimdi de grev hakkı gasp edilmeye çalışılıyor. Krizin faturasının işçi ve emekçilere ödetilme çabasına karşı hemen her işkolunda birbiri ardına başlayan grevlere karşı getirilen bu düzenleme İngiliz burjuvazisi tarafından büyük bir hoşnutlukla karşılanıyor.

Yarın büyük grevler var

Ülkede aralarında öğretmenler, otobüs şoförleri, memurlar ve üniversite çalışanlarının da bulunduğu yüz binlerce kişi yarın çalışma koşulları ve ücret anlaşmazlıkları nedeniyle greve gidecek. Gelecek hafta da hemşireler ve ambulans hizmetleri çalışanları iş bırakacak. Bu arada itfaiyecilerin bağlı bulunduğu sendikada yapılan oylamada da greve gidilmesi kararı alındı.

Kıyım sopasıyla grev kırıcılık dayatılıyor!

İşçi ve emekçiler cephesinde bunlar yaşanırken burjuvazi cephesinde de bu dalganın kontrol dışına çıkması, krizin içinden çıkılamayacak bir nitelik kazanması korkusu ve bu korkudan beslenen saldırganlık her adımda kendisini hissettiriyor. Son olarak bazı sektörlerdeki grevler sırasında ‘minimum düzeyde hizmet sağlanmasını’ öngören yasa tasarısı, Avam Kamarası’nda 246’ya karşı 315 oyla kabul edildi. Tasarı, Lordlar Kamarası’nın da onay vermesi halinde yasalaşacak. Tasarı, grevler sırasında bazı çalışanların işbaşı yapmalarını zorunlu kılarken, bunu reddedenlerin işten atılmalarının önünü açıyor. Kısacası grev hakkı gibi tarihsel bir hakkı gasp ediyor, emekçilere kıyım sopasıyla grev kırıcılık dayatılıyor!

Greve katıldığı için işten atılan işçinin herhangi bir yasal koruması yok!

İngiltere, İskoçya ve Galler’de geçerli olması öngörülen tasarıda, bakanlara itfaiye, ambulans ve demiryolu hizmetlerinde minimum düzeyde hizmet verilmesini zorunlu kılma yetkisi veriliyor. Her sektör için gereken ‘minimum hizmet seviyesinin’ görüşmelerle belirleneceği aktarılırken, söz konusu tasarının mevcut grevleri etkilemeyeceği belirtiliyor. Tasarıda, grev sırasında çalışması istenen ama yine de greve gitmeyi tercih eden bir çalışanın, haksız yere işten atılma karşısında otomatik bir korunması bulunmuyor.

‘Grev hakkına saldırı’

Sendikalar da eleştirdikleri tasarıyı ‘grev hakkına saldırı’ olarak nitelendirdi ve yasalaşması halinde hukuk mücadelesi başlatacaklarını açıkladı. Patronlardan Sorumlu Bakan Yardımcısı Kevin Hollinrake ise önlemlerin ‘orantılı ve anlamlı’ olduğunu söyledi. Hollinrake, “Grev yapma hakkıyla, İngiliz halkının yaşamını ve geçim kaynaklarını güvende tutmak arasında makul bir denge kumalıyız” dedi.

Kaynak:Alınteri Gazetesi

Daha fazlası

İlgili

Close