Bir kutupta biriken “zenginlik” yatıyla katıyla jetiyle sefa içinde bir dünyada yaşarken, diğer kutupta açlık ve sefalet dünyası büyüyor
Bir avuç küresel kapitalistin tüm yeryüzüne çoktandır çöktüğü, servet biriktirme uğruna çıkarttığı savaşlarla korkunç yıkımlara yola açtığı bir dünyada aslında iki dünya var. Bir kutupta, “gelişmiş” ülkelerdeki bir kaç yüz bin “zengin”i de kendine bağımlı kılarak eklemlediği küresel kapitalizmin, yani emperyalist kapitalizmin dünyası, diğer kutupta, mülksüzleştirilmiş, açlık ve sefalete terk edilmiş bir dünya.
Aynı emperyalist kapitalist dünyanın “yangın söndürücü” bir işlevi dahi olmayan, azgın sömürü coğrafyalarında yaşayan halklarla dalga geçercesine ortaya istatiksel veriler ortaya atan “yardım kuruluşları”nın ikiyüzlülüğü…
“Yardım”ı kendinden menkul, insanlığın vicdanı olmaktan dahi çok uzak bu kurumların ortaya attığı veriler, gene de, sefalet dünyasında nelerin biriktiğine dair bir fikir vermesi açısından aktarılmaya değer.
Deutsche Welle’nin aktardığına göre, “Alman yardım kuruluşu Dünya Açlık Yardımı (Welthungerhilfe) tarafından Berlin’de açıklanan güncel Küresel Açlık Endeksi’ne göre dünya çapında 733 milyon insan hâlâ açlıktan etkileniyor.”
Özellikle Sahra Altı Afrika ve Güney Asya’daki açlık oranlarının çok yüksek olduğuna işaret edilen sunumda “Açlığa karşı küresel çapta verilen mücadelede çok az ilerleme kaydedildiği uyarısında” bulunuldu.
“Küresel krizlerin ailelerin beslenme durumları üzerinde ciddi sonuçları olan ani etkiler yarattığını ve yeni şoklarla başa çıkma kabiliyetlerini tükettiğini biliyoruz” diye konuşan Dünya Açlık Yardımı kuruluşu başkanı Marlehn Thieme, “Küresel toplumun açlığa son verme yükümlülüğünü yeterince yerine getirmemesi kabul edilemez” dedi.
Açlıktan en çok kadınlar ve kız çocukları etkileniyor
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, gıda güvensizliği ve iklim değişikliğinin sonuçları arasındaki bağlantıya odaklanan bu yılki rapor kadınlar ve kız çocuklarının açlıktan en çok etkilenen kesimi oluşturduğunu ortaya koydu.
136 ülkedeki gıda durumunun analiz edildiği raporda ayrıca kadınların ve genç kızların iklim değişikliğinin sonuçlarından orantısız bir şekilde zarar gördüklerine vurgu yapılırken, “Toplumsal cinsiyet eşitliği açlığın sürdürülebilir bir şekilde ortadan kaldırılması için önemli bir kaldıraçtır. Hükümetler mevcut eşitsizlikleri gidermek ve kadınların kaynaklara ve karar alma süreçlerine daha iyi erişimini sağlamak için sağlık, eğitim ve kırsal kalkınmaya yatırım yapmalıdır” ifadelerine yer verildi.
Yapılan değerlendirmede “Açlığın yoğun olduğu bölgelerde silahlı çatışmalar, iklim değişikliğinin sonuçları ve yüksek borçlanma gibi krizlerin birbirini tetiklediğine” de işaret edildi.
Raporda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin olumsuzluklarına da işaret edilerek şöyle denildi:
“Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması gerektiğine dair onlarca yıldır süregelen söylemlere rağmen, toplumsal cinsiyet eşitsizliği hâlâ yüksek. Yetersiz beslenenler arasında gıda güvensizliğinden en çok etkilenenler kadınlardır ve bazı ülkelerde cinsiyetler arasındaki fark yüzde 19’a kadar çıkmaktadır.”
Raporda 2024’te Burundi, Yemen, Madagaskar, Somali, Güney Sudan ve Çad’da açlık “çok ciddi tehdit” olarak sınıflandırıldı. 36 ülkede ise durumun “ciddi” boyutlarda olduğu kaydedildi.
Birçok ülkede ise durumun giderek kötüleştiğine işaret edilirken, “2024 yılında ‘orta’, ‘ciddi’ veya ‘çok ciddi’ endeks değerlerine sahip 22 ülkede açlığın 2016’dan bu yana fiilen arttığına” vurgu yapıldı.